Konut ve çatılı işyerlerine ilişkin kiralamalarda kiracı sözleşmede belirlenen tarihten önce kiralananı tahliye ederse erken tahliye nedeniyle kira kaybı alacağı davası ile karşı karşıya kalabilir.
Kira sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyle kira süresi boyunca, kiraya veren düzenli olarak kira bedellerini almayı; kiracı ise kiralanandan yararlanmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle sözleşme belirli süreli yapıldığı takdirde sürenin sonuna kadar her iki tarafı da bağlar. Türk Borçlar Kanunu’nun 325. maddesine göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Örneğin sözleşmeye konu konut, bulunduğu bölge, büyüklüğü, oda sayısı, yaşı vb. dikkate alınarak üç ay içinde yeniden kiraya verilebiliyorsa, kiracının borçları da üç ay daha devam eder. Hükmün uygulanabilmesi için kiralanan eklentileriyle birlikte, eksiksiz olarak geri verilmelidir.
Kiracının devam eden borçlarının başında kira bedelini ödeme gelir. Fakat kira bedeli haricinde kalan borçlardan örneğin yan giderlerden de kiracı sorumlu tutulabilir. Kiracının borçlarının devam edeceği süre, kiralananın geri verilmesiyle kiraya verenin fiilen yeniden bir kiracı bularak yeni bir kira sözleşmesi kurması arasında geçecek süre değil, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebilmesi için geçecek süredir. Sözleşme, makul sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Bu sürenin geçmesinden önce, kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer. Yeni kiracının ödeme gücüne sahip olduğunun ispat yükü kiracıdadır.